Kadın Tarım İşçileri
Toros Tarım, kadına değer veren ve onu layık olduğu daha yüksek bir noktaya çıkarmayı hedefleyen projelere destek vermeyi sürdürüyor.
8 Mart 1857’de New York’ta bir dokuma fabrikasında çalışan kadın işçiler, çalışma saatlerinin indirilmesi ve ücretlerde artış yapılması talebiyle greve başladı. 40 bin kadın işçinin örgütlediği bu grev, o zamana kadarki en kitlesel kadın eylemiydi. Eylemi durdurmak isteyen polis, binlerce işçiyi fabrikaya kilitledi. Bu sırada çıkan yangında içeride kilitli kalan işçilerden 129’u can verdi. Daha sonra bu olayın üstü örtülmeye çalışıldıysa da, işçilerin cenazesine 100 bini aşkın kişi katıldı.
Kadın-erkek eşitliğine dikkat çekecek “emekçi kadınlara” ait bir günün kutlanması fikri, bu olaydan çok sonra, ancak 1910’larda akıllara geldi. Uluslararası anlamda ilk emekçi kadınlar günü ise 1911’de düzenlendi. Avusturya, Danimarka, Almanya ve İsviçre’de gösterilere katılan on binlerce kadın seçme ve seçilme hakkının yanı sıra kadınlara iş ve mesleki eğitim verilmesi, çalışma alanlarında kadın-erkek eşitliği sağlanmasını talep etti. Sonraki yıl Fransa, Hollanda ve İsveç de kadınlar gününü kutlamaya başladı. Türkiye’de ise 8 Mart ilk kez 1921 yılında kutlandı. 1977’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda, 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak kutlanması benimsendi.
Türkiye’de çalışan kadınların önemli bir kısmını tarım işçileri oluşturuyor. Türkiye nüfusunun yaklaşık 1/3’ü tarımsal faaliyetlerle geçimini sağlıyor. Kırsal alanda istihdam edilen erkeklerin yüzde 66’sı, kadınların ise yüzde 94’ü tarımda yer alıyor. Yani kırsal alanda çalışan kadınların tamamına yakını tarımda istihdam ediliyor. Bununla birlikte, üretimin her aşamasına aktif bir biçimde katılan kadınlar, kalkınmanın olanaklarından yeterli pay alamadıkları gibi, yoksulluktan da dünyada en fazla etkilenenler arasında yer alıyor. İşsizliğin yaygın, eğitim ve sağlık hizmetlerinin sınırlı ve dengesiz dağıldığı az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde kırsal alanlardaki kadının durumu, konumu ve sorunları ise daha da ağır olarak karşımıza çıkıyor. Kırsal alandaki kadın için, üretim ve ev işlerinin birlikte yapılması, eğitim düzeyinin ve toplumsal statünün düşüklüğü, örgütlenmenin sağlanamaması, sağlıklı çalışma koşullarının bulunmaması ve başta sosyal güvenlik olmak üzere çalışma yaşamı ile ilgili yasal mevzuattaki eksiklikler, önemli sorunlar olarak ortaya çıkıyor.
Tarımdaki kadınlar, üretim faaliyetlerinin büyük bir bölümünü küçük aile işletmelerinde ücretsiz aile işçisi olarak yerine getiriyor. Kendi tarım işletmelerinden yeterli geliri elde edemeyen az topraklı veya topraksız aileler, geçimlerini sağlayabilmek amacıyla, daha fazla tarımsal iş olanağı bulunan bölgelere gezici (mevsimlik) veya geçici (günübirlik) giderek iş arıyor. Özellikle çapalama, sulama ve hasat zamanlarında yüz binlerce gezici veya geçici tarım işçisi, aileleriyle birlikte pamuk, fındık, çay, tütün, üzüm, havuç ve şeker pancarı tarımının yoğun olarak yapıldığı Çukurova, Karadeniz, Ege ve İç Anadolu Bölgelerine akın ediyor. Genelde daha çok gelir elde etmek için, ailenin birden fazla bireyi aynı anda çalışmaya gidiyor. Gezici ve geçici konumda çalışan kadın tarım işçileri tarımsal uğraşılarının yanı sıra, ev içi rolleri açısından da ağır bir sorumluluk altında kalıyorlar. Bir yandan ailenin günlük yaşam gereksinimlerini yerine getirmeye çalışan bu kadın işçiler, bir yandan da aile ekonomisine katkıda bulunmak amacıyla emek veriyorlar.
Toros Tarım’ın destek verdiği “Mevsimlik Tarım İşçileri ve Ailelerinin Sağlığının Geliştirilmesi Programı”, zorlu koşullarda çalışan ve yoksullukla mücadele eden mevsimlik göçebe tarım işçilerinin sağlık koşullarını iyileştirmeyi ve özellikle bu kesimin karşı karşıya olduğu hastalıkların önlenmesine katkıda bulunmayı amaçlıyor. Harran Üniversitesi ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu Türkiye Ofisi (UNFPA) işbirliğiyle yürütülen proje, aynı zamanda Toros Tarım’ın kadına verdiği önemin de bir göstergesi.
Toros’un Türkiye’de tarım işgücüne ciddi katkı sağlayan kadın çiftçilere yönelik çalışmaları sadece bu projeyle sınırlı değil. Toros Tarım, geçtiğimiz yıllarda da öncelikle kadınlara yönelik istihdam olanaklarını artırmak amacıyla eğitim odaklı birçok organizasyona destek verdi. Örneğin 2011 yılında TOBB Adana Kadın Girişimciler Kurulu’nun öncülüğünde Adana İşkur ve Adana İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen “İstihdam Garantili İşgücü Yetiştirme Kursları Kapsamında Bahçıvanlık Mesleği Eğitimi Projesi”, bunlardan biriydi.
Tarımda verimliliği ve kaliteyi artırmak ve böylece çiftçi refahına katkı sağlamak amacıyla yurt çapında yürüttüğü “Çiftçi Eğitim Toplantıları”nı kesintisiz bir şekilde sürdüren Toros Tarım, “İyi Tarım Uygulamaları Eğitimi” yoluyla da ürün yetiştirme, hasat, nakliye, ambalajlama, depolama ve pazarlama konularında çiftçilere kapsamlı eğitimler veriyor. Katılımcılara Milli Eğitim Bakanlığı’ndan onaylı sertifikaların da verildiği söz konusu eğitimlere çok sayıda kadın çiftçi de katılıyor.
Toros’un kadın çiftçilere yönelik bir diğer uygulaması ise, Karadeniz’in engebeli çay bahçelerine kadınların daha kolay gübre taşımalarını sağlamak için 50 kiloluk gübre paketlerini 25 kilo yapması. Fabrikada özel olarak üretilen 25 kiloluk gübre paketleri, yöredeki kadın çiftçilere büyük kolaylık sağladı.
Toros Tarım’ın kadına değer veren ve onu sosyal ve ekonomik hayatta layık olduğu daha yüksek bir noktaya çıkarmayı hedefleyen projeleri bundan sonra da devam edecek. Emeğiyle dünyamızı güzelleştiren tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyoruz.